Helallik kavramının özünü bilenler bir kulun başka bir kula karşı yaptığı hata ile verdiği zarara karşılık özür dilemesi, af istemesi halinin helallik olduğunu bilir.
Bu durumda tasarruf hakkı haksızlığa uğrayana ait olduğu için talebi istediği gibi değerlendirme yetkisine sahiptir. Dedikodusunu yaptığı, iftira attığı, borcunu ödemediği, kişisel eşyalarına zarar verdiği, ticari ilişkilerde zarara uğrattığı kişiden helallik istemesi makul bir davranış biçimidir, pişmanlık içeren bir haldir.
Bazı konularda helalleşme kavramının evrensel değerler ışığında ele alınmaması gaflet, delalet halidir.
İşine geldiği gibi helallik istemenin hükümsüz sayıldığı halleri bilmemek aymazlıktır. Evrensel değerlerine bağlı insanları yok saymak, hafife almaktır. Adaletin sahibinin yerine affın beşerden beklenmesi demektir.
Özrün adresi ile helalliğin merkezini karıştıranların dilini iyi okumak gerek
Evrensel doğruları sistemin hatalarıyla ayrıştırıp, sistem adına özür dileyenlerin hassasiyetlerini takdir etmek gerekir.
Helallik talep ederken haddi aşmayıp, karar merciinin sınırlarına girmemelidir.
Şahsımıza komplo kuranları, iftira atanları, maddi zarar verenleri, dedikodumuzu yapanları affedebilir, helallik verebiliriz.
Birisi arabamızı yaksa affedip hakkımızı helal etsekte, biri evimize girip hırsızlık yapsa yakalanıp af istese helallik versekte kamu dava açıp affetmiyorsa.
Hak'kın açacağı davanın hükmünü kuldan beklemek cehalet halidir.
Cehalet ve hırs sahibi insanlar bukalemun misali renkten renge girmeyi mübah sayarken İSTİKLAL mücadelesi verenlere iftira atmayı İSTİKBAL peşinde koşmayı hakları sayarken helallik istemeleri akıl tutulması değilse, manayı özde değil sözde bilmelerindendir.
Velhasıl kelâm..
Değişmeyecek bir gerçek var ki; her canlı ölümü tadacaktır. Kişiye mezarında amelinden başka arkadaşı olmayacaktır