GERÇEĞE KÖR, SAĞIR, DİLSİZ OLANLAR...!

MESCİD-İ AKSA BASKINI’NI sadece dinen kutsal saydığımız bir mescide saldırı olarak anımsatmamak lazım. Barıs huzur, içinde yaşamak isteyen insanlara  başka bir çerceveden gerçeği anlayacakları dilden metotlarla ,zalim yöneticilerin baskısı altında kalan, İsrail vatandaşlarına çok iyi anlatmalıyız.  

Kötülüğün bütünüyle hesaplaşan, iyilerin dini , mezhebi, ırkı,  kültürü nedir bakmaksızın yaşam haklarına saygı duyan , yaşamlarına gelecek tehditlerde ilk koruyan ecdadın torunları olduğumuz gerçeğini hafızalara kazımaliyiz. Bunun için hangi doğru metod ve strateji gerekiyorsa üşenmeden hayata geçirmeliyiz. 
Canavar ruhlu insanların, değiştirilmiş kitaplarına göre kendini dünyanın üstün topluluğu olarak gören faşist, yayılmacı, zalim ve tıbben de şizofreni sayılabilecek siyonist yöneticilerinin Dünya için nasıl bir tehlike olduğunun bilinmesi dogrusunda her alanda gayretlerimizi  artirmalıyiz .

Yüce Yaradana, Peygamberine , Kutsal kitabına inanan insanlar olarak,   kalben, ruhen, manen dua edeceğiz. Fakat bir 
Ve bir gerçekle yüzleşerek hareket etmek mecburiyetindeyiz. 

...
Yüce Allah'ın, kendisinde sizin için güzel örnekler vardı buyurduğu Resûlü Hz. Muhammed (s.a.v) sadece dua ile mi yetindi? Yoksa şartlar ne tür hazırlık gerektiriyorsa hepsini yerine mi getirdi?
.
Sultan Alparslan Anadolu’yu sadece dua ederek mi Müslüman Türk yurdu haline getirdi? Yoksa at sırtında ve kefen giyip geçici dünya nimetlerini elinin tersiyle iterek ömrünü cihadla geçirerek mi?
.
Gazi Şehit Sultan Murad Hüdavendigâr'ın ne işi vardı Balkan topraklarında? Başkent Bursa'da gününü gün edip biraz da dua ederek mi durdurdu Haçlı ordusunu Kosova'da?
.
Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'u sadece Hz. Peygamber'in duasıyla mı aldı? Yoksa Hz. Peygamber'in duasına mazhar olabilmek için yeni silahlar icat ederek, stratejiler geliştirerek askeri üstünlüğü mü sağladı?

Gazi Mustafa Kemal  Atatürk Milli Mücadeleyi başlattiginda Mehmetçiğin göğsünde imanı..Baş Komutanın zekası, Stratejik üstünlüğü , az  sayida olsa teçhizatı  olmasaydı  Çanakkale geçilmezdi diyebilirmiydik.

Zalim topluluklar, emperyalist ülkelerin tamamı  akıllarında korku bırakan duygu ile yaşadılar. En az onlar kadar çalışıp her alanda teknolojik buluşlara imza atacak, üretecek, hayata geçirecek, ekonomik gücünü artıracak bir liderin, Kahraman Milletin küllerinden çıkacağını hiç unutmadılar. 
Sürekli Milli İradeyi yok etmeye dayalı, hain işbirlikçileri desteklediler. Özünü kaybetmiş  işbirlikçilerinin ülke idaresinde olması için her türlü projeyi planladılar.

15 Temmuzda BASKAN' ın dirayetli seslenişi halkının arasına inişi ile,  Milli İradeye tosladılar.
...
Bu nedenle ağlamak vicdanımızın sızısı, üzülmek alın yazısı olsa da çözümde faydası yok.
Şayet iktisadi, itikadi, siyasi, savunma dahil her alanda güçlü olma yolundaki gayretlerimizi engellemeye çalışan FETÖ, PKK, PYD ve farklı farklı kılıflar ile eyleme geçen tetikçileri ve işbirlikçilerini görecek ferasete sahip olursak, niyetlerini tam anlarsak; bir olmanın, güçlü olmanın huzuru ve güveni içinde oluruz. Çünkü biliyoruz ki itin dışarıdan havlayanı değil, kurdun içerden yiyeni tehlikelidir. 

Geçmişimiz her şeye şahit değil mi? Çok uzaklara değil yakın zamana bakın, Menderes ve arkadaşları, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları, Uğur Mumcu, Turgut Özal, Eşref Bitlis Paşa, Gaffar Okan, Recep Yazıcıoğlu ve Recep Tayyip Erdoğana kimlerin düşman olduğunu bilmek yetmezmi.

Endülüs'te, Sicilya'da, Malta'da, Girit'te, Rodos'ta, Kırım'da, Saray'da, Arakan'da olduğu gibi sadece ağlamaya devam edersek Doğu Türkistan da gider, Batı Türkistan da.

Gaflet, ihanet, cehalet, korkaklık öyle bir hastalıktır ki elindeki malı, kasandaki parayı, rüya gibi gösterir, Dünyayı kaybedeceğini düşündürür. Zaferin sadece lânet edip belâ okumakla kazanılacağına inandıranlar gün gelir Kâbe'yi de fotoğrafta ziyaret etmeye inandırırlar.

Atalım üzerimizdeki ölü toprağını. İnsan olduğumuzu unutmayalım. Allah'a hakkıyla inanan, kulluğuna güvenen erdemli insanlar olalım.

İnsanlığın kurtulması, huzur ve barış içinde yaşaması için gayretle çalışan, kurtuluşa adım adım, dikkatle ilerleyen başımızdaki liderin icraatlarını görmemek için KÖR duymamak için SAĞIR, duyurmamak için DİLSIZİ  oynamayalım.

Hz. Ömer'i, Korkusuz Selâhaddin'i, Yiğit Alparslan'ı, Aslan Parçası Fatih'i, Osmanlı Subayı Cumhuriyetin Mimari Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü İlk kıblegâhı Mescid-i Aksâ'yı kurtarması için bekler görünürsek, bilelim ki gün gelecek ne Kudüs'ü, ne Mescid-Aksâ'yı, ne yöneleceğimiz Kâbe’yi ne Ravza-i Mutahhara'yı ne de özgürce Yaşadığımız Türkiye’yi bırakırlar.
Yeter ki ön yargılarımızdan uzak duralım, gaflet ve delalet içinde olan, zevküsefaya ruhunu kaptıran, rehavete eren, bireysel hataları ile bir manayı bir davaya gölge düşürmeye çalışan densizlere kızıp, özün kendine yakışanını yapanı yalnız bırakmayalım

Yüzü dost, özü düşman olanı fark edelim.  Dili mü'min, kalbi şeytandan uzak duralım. Kahır sayılacaksa kahır çekelim. Yaratılanı yaratandan dolayı sevmeyen, insan olup insanlığını bilmeyen zalimler ve işbirlikçilerini dost edinmeyelim.

ALMA MAZLUMUN AHINI ÇIKAR AHESTE  AHESTE 
Sözünün gereği olarak mazlumların ahını çıkaralım aheste aheste.Mübarek Ramazan Bayramının Rahmet ve bereketi insanım diyen, insanlığını bilen herkesin üzerine olsun. İslam alemi ve insan alemine bu bayramda hüznü, acıyı yaşatan, imansız, vicdansız, hukuksuz siyonistlerin akıbeti Allah’ın ilahi adaletiyle haşrolsun İnşaALLAH.