1923 1₺ = $2
2023 4₺ = $1
2028 1₺ = $1,5
NASIL MI?
Sevgili GENÇLER.,
Bizler kendi hayal dünyamızda geçmişimizle ilgili yaşanmışlıkları hatırlayıp, bulunduğumuz durumun şükrü içinde olmamızı sizden de bekledik. Geçmişteki zorlukları bilmeden, iliklerine kadar yaşayan bizlerin duygularıyla eş değerde olmaya davet ettik. En ufak eleştirilerinizde eskiyi hatırlayıp bugününe şükreden bizler gibi hareket etmenizi, koşulsuz şartsız teslimiyet içinde olacağınızı düşündük. Bir şeye çok kilitlendik geçmişin zorluklarından bugünün rahatlıklarını yaşayanların aynı şekilde düşüneceklerini sandık.
Bunları düşünürken rahat hareket etmedik rehavete kapılıp yan gelip yatmadık...! Hedeflerimize kilitlendik, çocuklarımızı günlerce görmedik, çoğu kez uykuda sevebildik. Sevgimizi icraatlarımızla gösterdik. Sizlere başınız dik, alnınız ak, yüreğiniz pak bir TÜRKIYE bırakmanın yeterli olacağı düşüncesiyle gece gündüz çalıştık. Değişim, Uzlaşım, Atılım değerleriyle Yeniden BÜYÜK TÜRKIYE hedefine yaklaştık. Babalarınızla gurur duyacağınız, çocuklarınızın da babalarıyla gurur duyacakları BÜYÜK, GÜÇLÜ TÜRKİYE oluşturma ülküsünden vazgeçmedik. Evlatlarınızda sizden gurur duysun istedik.
Bizim babalarımız bizlere gururla, onurla teslim edebilecekleri bir TÜRKİYE bırakmamanın ezikliği içerisinde ebedî hayatlarına hüzünle, umutsuzluklarla, üzüntülerle intikal ettiler. Onlar büyük fedakarlıklarla, onurlarıyla, şerefleriyle, namuslarıyla, ferasetli duruşlarıyla, kanaatkarlıkları, Vatana sadakatleri, bayrağa aşkları, devlete saygıları ile zorluklara katlanarak hayatlarını idame ettiler.
Sevgili GENÇLER; Dünyayı 5’ten küçük gören EMPERYALİST zihniyetlere sizleri ezdirmemek için gece gündüz demedik çalıştık.
Geçmişin çirkinlikleri içerisinden bu günlere gelmemizi sağlayan büyüklerinizin isabetli kararları sayesinde 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığıyla ilk değişimi gerçekleştirdik. Değişimin takdir edilmesiyle, 2002’de TAM BAĞIMSIZ TÜRKIYE için kollarımızı sıvadık.
Evet gençler bu süreç adeta değişimin en önemli ayağıydı, en sağlam gövdesi ise HALK olmalıydı. Halkın desteği, HAKKIN rızası doğrultusunda çalışmak en önemli reçeteydi. Ya zalimlerin suyunda gidecek, sömürüye göz yumacak, gençlerimize aynı geleceği layık görecektik ya da babalarımızın umutsuzluklarını aslan parçası gençlerimize layık görmeyecektik.
İnandığımız değerlerin yüklediği sorumluluk ve misyonla hedefe kilitlendik. Savunma Sanayisinde yerlileştik, Millileştik.
İthalatla İhracat arasındaki farkta dengeleştik.
Sağlıkta fiziki şartlarda modernleştik. Bilimsel tedavide dünyada öne geçenlerden olduk.
Teknolojide her alanda, AR-GE faaliyetlerinde DEVLEŞTİK.
Eğitimde fiziki koşulları iyileştirdik. Müfredatta süreklilik ile yeterlilik arayışından vazgeçmedik.
IMF’den vazgeçtik, hedeflerimizden vazgeçmedik.
Faizleri %110’lardan tek hanelere çektik.
Sosyal Devlet kavramını icraatlarla pratiğe dönüştürdük.
Kaymak gibi yollarda, yemyeşil parklarda yaşıyoruz sözlerini Avrupa’dan gelen gurbetçilerimizin övünerek anlatmalarına dertlendik, VATANI için gözünü kırpmadan ölmeyi göze alan insanlar olarak adeta ezildik.
Nihayetinde güzel Vatanımızı Avrupalıların imrenebileceği ülke haline getirdik.
Tabii ki mevcut durumu yeterli görmedik 2023’e kilitlendik. Daha büyük hedefler için bu gelişmelerin mimarının hedeflerini sindiremeyenlerin ihanetleriyle uğraşmaktan, geciken hizmetlerin çabuklaşması için gayretlerimizi ötelemedik.
Sevgili GENÇLER;
Bunların hepsiyle uğraşırken sizlerin aklını hafife alan, yokluk ve yoksulluk edebiyatı ile demokrasi, insan hakları, özgürlük söylemleri yapan popülist ifadelerle sizlere damardan girmeye çalışan ilkesiz, omurgasız, samimiyetsiz oluşumlar karşısında sizlerle ilgilenemediğimizi anlayamadık.
Teröristler, işbirlikçileri ile uğraştık, sizlerle diyalogları aksattık. Size bazı gerçekleri anlatmakta rehavete kapıldık, dövizin spekülatörlerinin oyunlarına gelmeyecek kadar Güzel Vatanımızın şerefli evlatları olduğunuzdan hiç şüphe etmedik. Unutmayınız ki dövizdeki artış ithalata dayalı arzın tercih ve taleplerin büyüklükleriyle orantılıdır. Dövize dayalı ithalat girdilerimizin kendi iç dinamiklerimizle üretmedeki başarılarımız artarak devam ettikçe; paramızın değerini bizim tespit edeceğimiz gerçeğine yaklaştığımızı görmeleri, sömürüden beslenen EMPERYALİST ülkelerin yöneticilerini adeta çıldırtmakta olduğu gerçeğini gördük.
Bilgisayar, araba, doğalgaz, teknolojik makinalar gibi ihtiyaçları kendi iç dinamiklerimizden tedarik etmeye başlamamızla; İhracatımız ithalatimizi misliyle katlayacak. Ülkemizin insanları ve ülkemizin liderliğinden umut bekleyen insanların yüzü gülecek.
Kendi yeraltı enerjilerimizi kullanmaya başladığımızda, yer üstü enerjilerinde kullanımları arttırdığımızda,
Güçlü Türkiye sevdamız ile Afrika’da, Ortadoğu’da, Balkanlarda, Asya’da güvenilirliğimiz, dostluğumuz artarak devam ettiğinde.
Teknolojik imkanlarımız sayesinde, konusunda uzman bilim adamlarımızın, nitelikli mühendislerimizin yeterlilikleri ile sömürenlerin 10 alıp 1 vermelerine son verilecek. Ecdadımızdan gelen adalet anlayışımız ile Türkiye güçlenecek. Dünya güzelleşecek. Barış, sevgi ve huzur insanlığın yüreğinde yeşerecek çünkü paylaşımda kazan-kazandır anlayışı ile ADİL olunacak.
Sevgili GENÇLER ; bu doğrultuda büyüyen, hedefe kilitlenen Türkiye’mize karşı alışıla gelen oyunlardan birini yeniden deniyorlar. Paralarının değerlerini kendi ülkelerinde stabil tutan Emperyalist Ülkeler, teknolojik üretimlerinin hammadde ihtiyaçlarını tamamını sömürdükleri ülkelerden elde ettikleri için spekülatif oyunlarla paralarının değerlerini periyodik süreçlerde arttırıyorlar.
Örneğin BMW araba Türkiye’de 1€=4₺ karşılığında iken BMW 40.000€ ise Türkiye’de €=9₺ iken yine 40.000€’dan satıyorlar. Halbuki araçların hammaddelerinin tamamını, yedek parçalarının tamamını sömürdükleri ülkelerden tedarik ediyorlar. Yani aynı paraya aradan yıllar geçmesine rağmen iki araba değerinde malzeme tedarik ediyorlar. Sonra güçlü ekonomiye sahibiz diye dünyaya kendilerini reklam ediyorlar. Tek başardıkları teknoloji tasarlamak, beyin gücüne önem vermek. Bunların üretim tedariklerini geri kalmış ülkelerden sömürü anlayışı ile getirtmek, ülkelerinde montaj yapıp son şekli ile kullanılır halde Dünyaya satmak.
Gıda ürünlerinin çoğunu tarım ülkelerinden tedarik etmekteler 1€’ya 1kg muz alanlar periyodik süreçlerde paralarını spekülasyonla artırarak 1€’ya 3 kg muz alacak hale getirmekte marifetliler. Buna rağmen ülkelerinde halkına sabit tuttukları rakamla satmaktalar, ülkemizde enflasyon yok diye Dünyaya yutturmaktalar. Bunu yapmak Kapitalizmin acımasız ilkelerinin tezahürü gereğidir. Dünyadaki döviz dalgalanması ile ilgili kendi ürünlerine zam yapmayanların ekonomilerinin gayet iyi yönetildiğini iddia etmeleri ise ayrı bir kurnazlıktır. Bu durumda her şartta kazanan kapitalizm, ezilen halklar ve ezen emperyalizm oluyor.
Sevgili GENÇLER...
Sizler bu oyuna gelmeyecek, Dünyaya ayar çekecek kadar güçlü ve dirayetli olduğunuzu daha dünlerde 15 Temmuz hain darbe girişiminde gösterdiniz. Gelin yeni bir ders verelim, yeni Dünya düzeninin dizaynı için bir nefes olalım, BÜYÜK TÜRKIYE ÜLKÜSÜNDE paramızın değerini koruyacak, ülkemizin gelişimini devam ettirecek gidişatı destekleyelim. Kahrol dediğimiz kapitalizmin, emperyalizmin oyununa gelmeyelim. Gerekiyorsa temel ihtiyacımız olmayan alışkanlıklarımızdan geçici olarak vazgeçelim. Kıyafetlerin marka olmasından, telefonlarımızın en pahalısından, bilgisayarlarımızın en gelişmişinden, arabaların en lüksünden geçici olarak vazgeçelim, yerli ürünlerimize yönelelim. Türkiye’nin her alanda büyüyen gelişimine engel olacak her türlü manipülasyona çelikten yürek olalım. Milli birlik ve beraberlik ilkesiyle her koşulda kalkınan, büyüyen Türkiye ülküsü ile ülkemizin yöneticilerine kol kanat olalım. Döviz artışı ile bekledikleri hayallerini hüsrana uğratalım. Unutmayın hedefi olan Milletler hedeflerine ulaşmak için her türlü cesarete bürünür, her türlü tehdite göğüs gererler. Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Dumlupınar’da, 15 Temmuz’da olduğu gibi emperyalizme ve işbirlikçilerine unutamayacakları dersler verirler. Sizler bunu yapabilecek ecdadın torunlarısınız.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Bakanının istifasıyla gece yarısı dövizin düşürülmesi, tespitlerimizi ne kadar doğruluyor.
KARABAĞ’IN işgalden kurtuluşu ile 30 yıl sonra elde edilen başarıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ruhunu şad edenler, Cumhuriyetin 100. Kuruluş yılında neden şad etmesin?
Unutmayın, inanmak başarmanın yarısıdır.
Dövizde spekülatif algılarla istikrarla devam eden gidişatımızın önünü kesmek istemekteler. Uyanık olalım, oyunlarını bozalım.
Gençler! Cumhuriyeti biz kurduk, onu sizler yaşatacaksınız. -Gazi Mustafa Kemal Atatürk