Avrupa nüfusunun %30 ile %37’ye tekabül edeni işsizlik fonundan yararlanıyor. Toplumsal sakinlikleri devletlerinin sosyal gücünden geliyor. Bu gücün kaynağı ise sömürdükleri ülkeler.
Emperyalizm için ne
Türk olmamız ne de
müslüman olmamız önemli değil. Önemli olan; sömürülerine boyun eğip, onlara sürekli muhtaç olmaktır.
Sömürenler için MADDE her şey, MANA ise nostaljik bir duygudur.
ŞERİAT'la yönetildiği iddia edilen SUUDİ ARABİSTAN onlar için vazgeçilmez bir DEVLETTİR.
Keza BAE gibi ülkeler emperyalist ülkelerin göz bebeğidir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatından sonra, Türkiye 2002'ye kadar emperyalist ülkelerin göz bebeği oldu. Yönetimde bulunan göz bebeklerinin yönetimi kaybedeceklerini anladıkları anda; idamlara, işkencelere yol vererek halkı sindirmeyi tercih edenlere göz yumanlar, maksada erilemeyince darbelerle amaçlarına ulaştılar. Son dönemlerde rahmetli Erbakan hocadan rahatsızlık duydular. İçimizdeki işbirlikçi hainlerin baskısı ile Erbakan hocayı yönetimden uzaklaştırdılar.
Yeni bir sürecin devamında inandığı değerlerden taviz vermeden strateji geliştiren, ülkesine sevdalı bir yiğit gündeme oturdu. Gençlik Kolları Başkanlığı , İl Başkanlığı, Belediye Başkanlığı derken Allah'ın inayeti, halkının desteğiyle iktidara geldi BAŞBAKAN oldu. Stratejik yaklaşımlarla sömürenleri ürkütmemeye çalıştı. Hizmetleri devam ederken tam BAĞIMSIZ, GÜÇLÜ TÜRKİYE hedeflerine gidecek çalışmaları derinden derinden sekteye uğratmadan sürdürdü.
Gidişattan rahatsız olanlar sonucun nerelere varacağı kaygısı içinde içimizdeki işbirlikçileri hain FETÖ üzerinden darbe girişiminde bulundu. Rabbimizin inayeti, Reisimizin dirayeti kahraman milletimizin cesaretiyle hainler hüsrana uğradı.
Özel bir anımın günümüze sirayet eden yanını paylaşmayı sorumluluk azlediyorum.
AK PARTİ 6 aylık iktidardayken Sayın Başkanımızın Üsküdar'daki ofisine oğlum Taha'yla gitmiştim. "Sevgili Başkanım, milletimiz size çok güveniyor. IMF borçlarını ödemek, sırtımızdaki faiz kamburundan kurtulmak için fon oluşturalım. Sine-i millete dönelim, herkes kârınca kararınca yardım eder. Bin TL'si olan yüz TL, yüz TL'si olan on TL verir, bu beladan kurtuluruz." dedim. Vakur ve kararlı duruşuyla
"Bahaddin'im Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu borcu 6 ayda ödeyecek güçtedir. Ülkemizi sömürmeye alışmış emperyalistlere bu gücü hemen göstermeyeceğiz, aksi durumda içimizdeki hainlerle dışımızdaki zalimler bir haftada ülkemizi karıştırırlar. Bazı şeyleri görmezlikten geleceğiz. Şimdilik İKTİDARIZ, MUKTEDİR değiliz.
Yerli ve Milli üretimde güçlendikçe Hakça paylaşımın gerçeğini onlara öğreteceğiz." dedi.
IMF borcu bittikten sonra Gezi Olayları provakasyonu başlamış, olaylar tırmanmıştı. Başkanımızın yıllar önceki ifadesi adeta gerçekleşmişti.
HAMDOLSUN MUKTEDİR'DİK.
Emperyalist ülkelerin yöneticileri; hava, kara, deniz ve demir yolu taşımacılığında ulaştığımız hedeflerin büyüklüğü,
savunma sanayide dünyanın öncü ülkelerinden olacağımız gerçeğiyle yüzleşmelerinin rahatsızlığı içindeler.
Sağlıkta turizm patlaması yapacağımızı, inşaat sektöründe dünya ile yarışacağımızı,
yazılım ve bilişim mühendislerimizle dünyanın iyilerinden olacağımızı kabullenmiş durumdalar.
Petrol, doğalgaz ve maden rezervlerinin işletilmesi,
güneş enerjisinin değerlendirilmesiyle dışa bağımlılıktan kurtulacağımıza inanıyorlar.
Gün gelecek paramızın değerini bizim belirleyeceğimizi, halkımızın refahını yükselteceğimizi biliyorlar.
Emperyalist ülkelerde dayanışma kültürü yok. Her şeyi devletten bekleyen bir anlayış var. Bu durumda halk sokaklara inecek ve kaos oluşacak. Bu tehlikenin oluşumunun bir numaralı kişiliği olarak DEVRİMCİ LİDER Recep Tayyip Erdoğan'ın varlığını görmekteler. 800 yıllık adaletle hükmetmiş imparatorluğun torunlarının yaşadığı topraklardan
insanlığın ayağa kalkacağına, zulmün ayaklar altına alınacağına inanıyorlar. O günleri hatırlamaktan korkuyorlar.
Özü itibari ile üretim kaynaklarının % 67'sini üçüncü dünya ülkelerini sömürerek elde edenler için Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki GÜÇLÜ HÜKÜMET; emperyalizm için büyük tehlikedir.
Emperyalist ülkelerde gençlik ya sanal medya tutkunu ya da uyuşturucu yorgunu. Toplumun direnci devletin desteklediği sosyal yardımlarla korunuyor. Avrupa'da dini değerler geleneksel ölçeklerde kalmış.
Toplum ekonomik olarak sıkıntıya düştüğünde protestolar başlayacak. Halk ayaklanacak, gelişmeler karşısında halkın ayaklanmasını durduracak manevi ruh kalmayınca da çöküş başlayacak.
Kendi ülkelerinin pozisyonlarını sömürdükleri ülkeleri kana bulayarak korumaya çalışan güçlere karşı gücümüzü diri tutmak, birlik olmak yurtseverlik, milliyetçilik, evrensel değerlere olan inancın gereğidir.
Bu gerçekler ışığında TÜRKİYE CUMHURİYETİ vatandaşı olan her bireyin olmazsa olmazı TAM BAĞIMSIZ GÜÇLÜ TÜRKİYE hedeflerine giden yolda geçici sıkıntıların varlığından huzur bulanlara dolaylı yoldanda olsa destek vermemektir.
Yakınımızda veya uzağımızda bulunan kişisel hatalar yapan, densiz, dengesiz ve kişiliksiz insanlarla aynı uçakta yolculuk yapabiliyorsak, aynı gemide olmak zorunda kalabiliyorsak, aynı otobüse binebiliyorsak, aynı trende gidebiliyorsak; araçlar uygun, yol doğru, kullanan KAPTAN liyakatlıysa; kendimizi de nasıl güvende hissediyorsak, artan spekülatif maliyetler sebebiyle, midemizi, nefsimizi ilgilendiren aksaklıklar yüzünden yolumuzdan, yolculuğumuzdan vazgeçmeden hedefe gidenlere desteğimizi sürdürmeliyiz.
yi