1994 yılında Tuzla ve İstanbul Büyükşehir meclis üyesi,
Tuzla başkan yardımcısıydım.
Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey, meclis grubumuzda ilçelerin belediye başkanlarına ve meclis üyelerine manifesto gibi net, yalın, açık ifadelerle yeni dönemin değişim, uzlaşım, atılım dönemi olacağını vurguluyordu.
İlk grup toplantısında ruhundaki manevi güzellikleri akademik birikimiyle birleştirmiş , ekonomide tasarruf politikalarının önemini, zamanı verimli kullanmanın mecburiyetlerini anlatıyordu.
Gelir ve giderlerin reel bütçelerle oluşturularak yapılmasının gereğini anlatırken açıkların ve kaçakların tespitini yapmadan hizmetlere zam yapılmayacağını, beceriksizliği ile açık verenlerin bedellerinin halktan çıkarılmayacağının mesajını keskin ifadelerle belirtiyordu.
Seçilmişlerin her konuda yeterli olamayacağını kabullenirken kabullenemeyeceğinin ise ekip ruhuyla çalışmaktan imtina edecekler olacağını vurgulamıştı.
Tembellerin ve iradesizlerin aynı makamlara bir daha gelmeyeceğini ifade eden Tayyip Bey, halkın olmazsa olmazları olan temel ihtiyaçlarına alışılmış zamları yapmıyor iç bünyedeki kaçak ve israfın önlenmesiyle giderleri asgari seviyede tutuyordu.
Belediye iktisadi teşebbüslerinin başına profesyonel yöneticiler getirmiş her bir işletme kendi içinde karlı duruma ulaşmıştı.
Belediye artık BİT lerini süspanse eden değil kârlarından pay alan duruma gelmişti. ( Kurumsal Devlet Huzurlu Millet bkz . Syf 66 - 67 ).
Belediye hizmetlerinde Kurumsal olma gayretindeydik.
Kaynak kullanımında tasarruf.
Hizmetlerde öncelik.
İstidhamda yeterlilik.
Personele göre iş değil, işe göre personel gerekliliğini olmazsa olmazımız bildik.
Çok kısa sürede KURUMSAL yapılanmamızı oluşturduk..
Merkezi hükümetin baskılarına rağmen verimli işler yapıyor, tabiri caizse arı gibi her çiçekte bal arıyorduk.
Büyükşehir belediye başkanımızın performansına yetişmeye gayret edip, karınca gibi çalışıyorduk.
Sineğin yağını çıkaracak kadar kaynakları verimli kullanıyorduk.
Abonelerine kestikleri faturalardan Belediyelere pay ödemek zorunda olan, özelleştirme ile ELEKTRİK, İLETİŞİM kurumlarının işletmesini alan ŞİRKETLER in ödemelerde hile yaptıklarını,
ödedikleri ödemelerin gerekenler yanında devede kulak olduğunu tespit etmiştik.
Gelirlerimizi kat ve kat artırmıştık.
Satın alma girdilerini yüzde yetmiş azaltmış olmamıza rağmen, hizmetleri dört katına çıkartmıştık.
Seçimde kazandığımız Tuzla Belediyesinde personel arkadaşlarımızın görev yerlerindeki pozisyonlarını değerlendirdiğimizde onlarca arkadaşın boşa çıktığını tespit etmiştik.
Dün ön teker nereye gidiyorsa arka tekerinde oraya gideceğini bilmenin şuuru içinde onları sorgulamıyorduk. İşlerinden etmemek için ALO TAMİR.
ALO ÇEVRE hattı ile yeni birimler oluşturmuştuk.
Dar gelirli vatandaşlarımızın evlerindeki marangoz, sıhhi tesisat, elektrik tesisatları dahil sorunlarını giderecek hizmetleri bila bedel yapıyorduk.
Kamu kurumlarının çevre temizliği, köprülerin durakların boyanması, camiler ve okullara temizlik hizmetlerinde destek sağlıyorduk.
Hizmetlere zam yapmak bir yana,su kullanımında nüfusa göre indirim sağlanmış. Sosyal tesislerde kalite artmış, fiyatlar makul seviyelere inmişti.
Taşımada kaliteli seyehatle birlikte fiyatlarda düşüş dönemi başlamıştı.
Açıklar ve kaçakların oluşturduğu kayıplar, saçma sapan zamlar yapılarak halka ödetilmiyordu.
Nihayetinde İSTANBUL EMİN ELLERDE adeta çağ atlamıştı.
Bir doğruya anlam katan şey, ona yapıştırdığımız kimlik değil, ona kattığımız değerdir sözünün gereğini icraatleriyle gösteren USTA nın canım İSTANBUL sevdasından, Kalkınan Büyük Güçlü Türkiye hedeflerine ulaşmak için aynı ilke ve doğrularla hareket edeceği konusunda inancımız Savunma , Sağlık , Ulaşım, Bilişim, Teknoloji, Uzay her alanda MAKRO düzeyde yürüttüğü icraatleri ile sarsılmadan devam etmektedir.
Tayyip beyi bilenler çok iyi bilir Tek VATAN, Tek MİLLET, Tek DEVLET Tek BAYRAK ülküsünde Evrensel değerlere bağlı Büyük Güçlü Türkiye sevdasını sekteye uğratacağını gördüğü her türlü kararı yeniden değerlendirebilir.
Çünki RECEP TAYYİP ERDOĞAN için değişmeyecek tek şey AYET lerdir...