Çalışan sayımızı bilmiyorum ama 600 civarında çalışanımız var. Bugüne kadar ilimize istihdam yaratmak için gece gündüz demeden devletimiz ve ülkemiz için çalıştık. Pandemi süreci yaşandı. Biz bu süreçte Otogar kiramızı aksatmadan günü gününe ödedik. Tarihe saygı projesinde bizde üzerimize düşeni yapalım dedik hemen engel oldular… Saroz körfezine turistik tesisler kazandırmak için kolları sıvadık ve büyük yatırımlar yaptık. Ruhsat almadan tutun da daha bir çok konuya kadar sorunlar yaşadık. Biz bu kadar özveride bulunup ilimiz için çalışıyoruz, istihdam yaratıyoruz ama gelin görün ki kimse de arkamızda durmuyor ve kalkıyorlar başka birine şehir merkezinde istediği yerde yer veriyorlar. ” Dedi.
“DEVLETTE SÜREKİLİK VARDIR, BANA SAHİP ÇIKILMALIDIR”
Otogar işletmesinin kendisine zorla verildiğime dikkat çeken Altunhan; “Bakın bu otogarın işletmesini bana zorla verirlerken, Dönemin Valisi, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü ve jandarma komutanı orayı bana zorla verdiler. Bunu da kimse inkar edemez. Bakın o gün Dönemin Vali beyin huzurunda 3 kişiydik. Vali bey de o gün “Bu otogarı alacaksınız, bu otogarda bedava oturmayacaksınız.” dedi. Ve herkes de vali beye söz verdi. Bakın Otogar 7 yada 8 defa ihaleye çıktı ve kimse girmedi. Buna herkes şahit. İhale günü geldiğinde Vali beye söz veren arkadaşları aradım. “Hazır mıyız” dedim. Kimse yanaşmadı. Otogarda bedava oturmayı tercih ettiler. Bakın O gün vali beye (devlete) namus sözü vermelerine rağmen Otogar ihalesine girmediler. Yük Mustafa Altunhan'ın üzerine kaldı ve bende yüreğimi her şeyimi (paramı, malımı) ortaya koyarak, ipotek ettirerek bu görevi üstlendim. Bakın devlette bir süreklilik vardır. Bugün Vali bey de, Emniyet müdürümüz de, Belediye Başkanımız da, Jandarma komutanımız da yani herkes bana sahip çıkmalıdır. Benim haklarım korunmalıdır. Eğer ki bu anlattıklarımda en ufak bir yalan varsa ben bu Edirne'yi terk ederim. Ben o gün verdiğim sözü tuttum ve halen de tutmaya devam ediyorum. Buradan Valimizden, Belediye Başkanımızdan, Emniyet müdürümüzden, rica ediyorum “o gün bana bu otogarı nasıl verdiyseler şimdide bana öyle sahip çıkacaklar ve mahalle arasından öyle araba kaldırtmayacaklar.” Dedi.
Yaklaşık olarak 600 çalışanı bulunan ve ilimiz ve Türkiye Ekonomisine yarattığı istihdamlarla büyük katma değer sağlayan Mustafa Altunhan; “Ben şaka yapmıyorum, Gerçek konuşuyorum. Çünkü Edirne'de artık bir şeylerin suyu çıktı. Edirne'de artık ne işadamı ne de tüccar yetişiyor. İllaki bir estek, köstek koyuluyor.” Dedi.
Saroz körfezinde 3 tane işletmesi olduğunu ifade eden Altunhan; “işletmelerimize ruhsat alma konusunda bile öyle bir zorlandım ki, mahkemeler olmasaydı sadece bürokratlara kalsaydım benim halim ne olurdu biliyor musunuz? Allah adaleti başımızdan eksik etmesin. Yaptığımız her yatırımda büyük olumsuzluklar ve haksızlıklar yaşadık. Tabi süreci adaletle çözme taraftarı olduğumuz için Mahkemeye başvurduğumuz anda karar 5-6 ay sonra çıkıyor. Adalete güvendiğimiz ve yanlış işler yapmadığımız için olumlu sonuçlar aldık ama benim artık iştahım kalmadı. Bakın bunun gibi farklı birkaç yerim daha var mahkemeyi kazandığımız halde hala bekletiyorlar.
“Mustafa Altunhan çalışmaktan başka hiçbir suç işlemez.”
Edirne'ye bir şeyler yapmaya karar verdik. Bütün Edirne'de şahittir, Tunca nehri kenarındaki tesisimizi nasıl güzelleştirdiğimizi.. Ama birileri geliyor. İşimize çomak sokuyorlar. Mahkemelerle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Hatta dün bana Avukatım; “Mustafa bey senin yaptığın hiçbir işte rahat etmeyecek misin? ” dedi. Hakikaten hangi işe el atsak mahkemelik oluyoruz. Ben hırsızlık yapmıyorum. Ben Edirne'de istihdam yaratmak için, insanlara iş vermek için mücadele eden birisiyim. Mustafa Altunhan çalışmaktan başka hiçbir suç işlemez. Ben sadece çalışmayı bilirim.” Dedi.
Otogar ile ilgili yaşanan olumsuz gelişmelerde adalet arama yönünde çeşitli girişimlerde de bulunduğunu ifade eden Altunhan, “Biliyorsunuz Otogarla alakalı adalet aradık. Adalet olacak mı olmayacak mı bekleyip göreceğiz bakalım. Şu ana kadar ilgili mercilerden bir gelişme yaşanmadı. Hala da bekliyorum.” Dedi.
Otogar işletmeciliği için ihale sürecinde varını yoğunu satıp birçok taşınmazını da ipotek ettirdiğini ifade eden Altunhan; “ Ben Otogar ihalesini almak için varımı yoğumu sattım, ama 1 yıl boyunca bazı arkadaşlar Otogardan çıkmamak için direndi. Daha sonra da Ulaştırma Bakanlığı Otogarın dışına yan tarafımıza Yolcu taşıma izni verdi. Bir de bununla 2 seneye yakın uğraştık. Bakın bunların hepsi benim hak kayıplarımdır. Daha sonra 2 sene kadar Pandemi süreci yaşandı. Biz o süreçte Otogar kiramızı aksatmadan gününde kuruşu kuruşuna ödedik. Biz bu kadar özveride bulunup ilimiz için çalışıyoruz, istihdam yaratıyoruz ama gelin görün ki kimse de arkamızda durmuyor ve kalkıyorlar başka birine şehir merkezinde istediği yerde yer veriyorlar.
“BU OTOGARIİN İŞLETMESİNİ BANA ZORLA VERDİLER”
Otogar işletmesinin kendisine zorla verildiğime dikkat çeken Altunhan; “Bakın bu otogarın işletmesini bana zorla verirlerken, Dönemin Valisi, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü ve jandarma komutanı orayı bana zorla verdiler. Bunu da kimse inkar edemez. Bakın o gün Dönemin Vali beyin huzurunda 3 kişiydik. Vali bey de o gün “Bu otogarı alacaksınız, bu otogarda bedava oturmayacaksınız.” dedi. Ve herkes de vali beye söz verdi. Bakın Otogar 7 yada 8 defa ihaleye çıktı ve kimse girmedi. Buna herkes şahit. İhale günü geldiğinde Vali beye söz veren arkadaşları aradım. “Hazır mıyız” dedim. Kimse yanaşmadı. Otogarda bedava oturmayı tercih ettiler. Bakın O gün vali beye (devlete) namus sözü vermelerine rağmen Otogar ihalesine girmediler. Yük Mustafa Altunhan'ın üzerine kaldı ve bende yüreğimi her şeyimi (paramı, malımı) ortaya koyarak, ipotek ettirerek bu görevi üstlendim. Bakın devlette bir süreklilik vardır. Bugün Vali bey de, Emniyet müdürümüz de, Belediye Başkanımız da, Jandarma komutanımız da yani herkes bana sahip çıkmalıdır. Benim haklarım korunmalıdır. Beni o gün bu göreve davet edenler bu meseleye sahip çıksınlar.” dedi.
